Çok eskiden okuduğum bir kitapta:
“Kâr, motordaki yağa benzer.” diyordu. Çok hoşuma gitmişti…
Benzetmenin hoşuma gitmesinin nedeni:
Motorda yağın az ya da bitmiş olması motorun yanmasına, çok olması ise çalışmamasına neden olur. Ancak yeterince olması randımanlı bir çalışmayı mümkün kılar.
Ayrıca motor yağının bir de ömrü vardır. Eksilmese de belli bir süre sonra yağın değiştirilmesi gerekir çünkü yağ, zamanla özelliğini kaybeder.
Şirketler için kâr da motordaki yağ gibidir.
Şirket,
- Kâr marjını düşük belirlerse ya da ürünü kârsız satarsa uzun vadede sıkıntı yaşar ve iflas eder.
- Kâr marjını yüksek belirlerse belirli bir dönem kazanır fakat sonrasında adı “pahalıcı”ya çıkar, yüksek kârlılık diğer rakipleri oyuna sokar rekabet artar ve satışlar düşer.
- Kâr marjını hep aynı seviyede tutar ise zamanla demode olur, verimliliğini kaybeder.
Onun içindir ki sürdürülebilir bir kâr marjı belirleyen ve bunu dönem bazlı ya da rakibe ve ekonomiye göre azaltıp çoğaltabilen firmalar, uzun süreli başarı elde eder.
yazılarınızın geneli, cok uzatmadan,anlatmak istediginiz konuyu acıklayan bir dille, yazılmış olması gercekten cok güzel:insan bir sonraki yazıyı merak ediyor.hangi işi yaparsak yapalım,metodolijisi ve sürdürebilirliği olan yöntemlerden faydalanmalıyız diye düşünüyorum.
sevgiyle kalın.