Geçmişe nazaran daha konforlu bir hayat süren, maddi kazançları öncekiyle kıyaslanamayacak derecede artan bazı insanlar, geçmişleriyle bugünleri arasında değişen statülerine ve maddi güçlerine bakılarak genelde aynı tür, değişen durumlarına uyarlanan ve altında büyük bir şaşkınlığı barındıran cümlelerle anılırlar.
- Adam, borç harç bir dükkân açtı, holding oldu.
- Adamın bakkal dükkânı vardı, süpermarket zinciri kurdu.
- Ufacık bir dükkânla başladı, şimdi 10.000 m2lik bir mağazası var.
- Adam, köyden 3 yıl önce geldi. Şimdi, Ferrari’ye biniyo
- İlkokulu zor bitirdi. Yanında yüzlerce mühendis çalışıyor.
- İnşaatta usta olarak çalışıyordu, şimdi mütahit oldu, büyük inşaatlar yapıyor.
- Senin benim gibi birinin yanında asgari ücretle çalışıyordu, şimdi paraya para demiyor.
gibi cümleleri hepimiz duymuşuzdur ya da değişimi bu şekilde büyük çaplı yaşamış olan birini tanıyorsak biz de onlar hakkında benzer cümleler kurmuşuzdur.
Akıllara zarar büyük başarılardan bahsedilir. Bu başarıları duyunca da bazı insanlar kendi içlerine dönmeye ve öz eleştiri yapmaya başlarlar, zaman zaman da kendilerini başarısız hissederler; hatta daha da ileri giderek kendilerini o insanlarla kıyaslayarak bir karşılaştırma yapar ve ne yazık ki ne kadar aptal olduklarını düşünüp kendilerini hırpalarlar.
Gerçek övgüyü, bahsedilen bu başarılı insanlardan ya da hayatlardan çok azı hak eder. Geriye kalan büyük çoğunluk ise maalesef kazandıkları bu şanı şöhreti tek başlarına elde etmemişlerdir. Örnek alınması ve övülmesi gereken ise bunu kendi çabaları ve zekâları ile başaranlardır. Bu, madalyonun bir yüzüdür.
Ama madalyonun bir de diğer yüzü vardır.
Bu başarıların büyük bir çoğunluğu; siyasi partiler ve belediyeler ile kurulan yakın ilişkiler ile sağlanabilmekte veya illegal örgütlenmelerin içinde yer alarak haksız kazanç yolu ile elde edilebilmektedir.
Fotoğrafta yer alan örnek, ne demek istediğimi sanırım fazlasıyla anlatıyor. Yaklaşık bir yıl önce çıkan bu haberde, yaptığı ciro ile adından söz ettiren şirket sahibinin bugünki durumu ile son durumu, yaşadığımız darbe girişimi sonrasında, bazı bağlantılar içinde olduğu iddia edilerek gözler önüne seriliyor.
Rant savaşlarına birçok sektörde rastlanabilir. Örneğin, bu bağlamda, bir inşaat firmasının herkesin 5 katlı inşaat izni alabildiği yerde, 10 katlı inşaat izni alarak rant elde etmesi sonucu büyümesini de bir başarı hikâyesi olarak değerlendirmemek gerekir.
Ne yaparsanız yapın ama dönemin adamı, birilerinin adamı olmayın. Kendi aklınız, kendi yeteneğiniz ile bir yerlere gelin ki yarın, haksız yere geldiğiniz yerlerden polis eşliğinde ayrılmayın.
Resim Kaynakları ;
http://www.hurriyet.com.tr/20-metrekarelik-tezgahtan-100-milyon-lira-ciroya-yukseldi-29482906
http://www.haberturk.com/ekonomi/is-yasam/haber/1278310-tozlu-as-yonetim-kurulu-baskani-huseyin-tozlu-tutuklandi
Genel ön yargıları bir kenara bırakırsak eğer gerçekten güzel başarı hikayeleride var ülkemizde. Herhangi bir rant kavgası olmadan hükümet yanlısı ya da yalakası olmadan elde edebileceğimiz başarı hikayelerimiz var. Aslında temel sorun; hazırcı ve herşeyin birden olmasını isteyen zihniyetimiz. Bunu değiştirip eğitime ve eğitim sonucu kazanımlarımıza önem verdiğimiz zaman bizimde başarı hikayelerimizin olacağına inanıyorum.
Kesinlikle size katılıyorum. En büyük sorunumuz biraz aceleci davranıyoruz sindirmek lazım gözlemlemek lazım. Kısa, Orta, uzun vadeli planlarımızın olması gerekiyor. Doğru yolda isek sonrasında başarı gelecektir.